Organik Gıda Açgözlülügümüze karsı!





















Bir buçuk iki yıldır, her hafta Feriköy pazarına gidiyoruz ve sadece oradan aldığımız organik meyve sebze ile besleniyoruz. Daha öncesinde, süpermarketlerden alıyorduk ve çöpe giden yiyeceğin haddi hesabı yoktu! Oysa şimdi, ihtiyacıma göre alıyorum ve gerçekten de ne gereğinden fazlası pişiyor ne de atılıyor. Dört yıl önce, organik pazara ilk gittiğimde 3-4 stand vardı ve pahalıydı da, ne alacağımı bilememiş, ama kendimce pazara destek olmak için siyah zeytin almıştım. O günden bugüne çok şey değişti. Pazar büyüdü kocaman oldu, müşterisi arttı, fiyatlar azaldı. Çeşitse öyle çok arttı ki, hayatımda görmediğim bazı sebzelerle tanıştım. Türkiyede bulunmaz sandığımız bazı şeyleri görüp sevindik (misal, küçük sarı mirabel eriği, girolles mantarı...) en güzeli de hangi mevsim hangi meyvenin yetiştiğini görerek öğrendim. Kışın domates çorbası yapmadığım gibi, yazın da fasulyeler, patlıcanlar dururken pırasa pişirmenin gereksizliğini kavradım!
Her hafta pazara gittiğimizde gördüğümüz organik tarım ürününün de üreticisinin de sayısı bizi hayrete düşürüyor.Bi dünyaya yetecek yemek var burada! Ayrıca durup dururken bozulmuyor, küflenmiyor. Pazardan aldığımız tam buğday ekmeği 5 tl, normal ekmeğin kaç katı fiyatında, evet. Ama 1 hafta duruyor, ısıtıp yenilince ilk günkü tadında oluyor. E o zaman ben ekmeğe haftada 5 tl veriyorum, az ki bu? Oysa, kaç farklı arkadaşım tafarında "çok şahane" tabir edilen bir "gurme" süpermarketin baget ekmeği, nasıl oluyorsa, alındığının ertesi günü başka ekmekleri kesecek hadi bilemedin iki tokat atacak sertlikte tuhaf bir kıvama ulaşıyor. Ya da a-a yumuşak kalmış, hayret derken yarısının küflendiğini görüyorsun!
Bu yüzden pazardan aldığımız Yerlim marka ekmeklerin de üreticisi olan Gürsel Tonbul'un Slow Food bültenindeki yazısını okuduğum zaman, kendisine olan saygım bir kaç kat daha arttı! Şu yukarıda kaç paragrafta ifade edemediğimi bir iki cümleyle ne de güzel söylemiş:

 'Daha nitelikli ürünü daha az tüketerek yaşayabilirsin. Bir kilo elma yemek zorunda değilsin. İhtiyacın günde yarım elmadır. ... Dünya, aslında tüm dünya nüfusunu ekolojik organik olarak doyuracak potansiyele sahip. Ama açgözlülüğü doyuramaz.' Gürsel Tonbul